Fırat DEVECİ

Cihazınızı İnternete Açın: Modbus TCP/IP!

Haberleşme metotları, gerek data aktarmak olsun gerekse canlı debug için kullanılır olsun cihazların çok sık birbirleriyle konuştuğu günümüzde olmazsa olmazlardan sayılır. Bu yüzden mikrodenetleyicilerin çoğu en az bir UART, SPI ya da I2C data hatlarına sahiptir; bunların içinden UART ise haberleşme için en sık tercih edilen haberleşme metodu sayılabilir. Bu yöntemde gürültüler ve uzun mesafede haberleşmelerde parazit kapma problemleri olabileceği için daha önce buradaki yazımda modbus haberleşme protokolünden bahsetmiş ve detaylı irdelemiştik. Daha sonrasında ise herkesin kullanabilmesi için özellikleri kısıtlanmış “Petit Modbus” kütüphanemi, burada anlatmış ve GitHub üzerinden paylaşmıştım. (Devamını Oku)

8-Bit Katili: Puya MCU!

Teknoloji ve buna bağlı elektronik cihazlar gün geçtikçe gelişmekte ve bizler koşar adım onu takip etmeye çalışmaktayız. Her gün yeni bir yapay zeka uygulaması, gelişmiş telefonlar ya da bilgisayarlar etrafımızı sarsa da, aslında en büyük gelişme, her gün evde kullandığımız araçlar içerisinde yani mikrodenetleyici dünyasında olmaktadır. Bundan 5 yıl önce bu duruma parmak basıp, uzak doğu üreticisi Nuvoton’un geliştirdiği işlemciler ile ilgili burada bulunan yazı ile Çin’in özellikle 8 bit işlemcilerde, önemli oyuncular arasında olabileceğinden bahsetmiş ve özellikle bilindik işlemci “fanboy”ları tarafından çokça eleştiri almıştım. (Devamını Oku)

Şebeke Senkronizasyonu – Part 2

Bir önceki bölümde şebeke ile ilişkili tasarımlar için senkronizasyonunun öneminden bahsederek, özellikle tek faz çalışan sistemler için çeşitli algoritmalarda çözüm önerileri sunmuştuk. Her ne kadar düşük güçlerde bu algoritmalar işe yarasa da yüksek güçlü uygulamaların çoğunluğu 3 faz şebeke ile birlikte çalışmaktadır. Tek faza senkron olurken şebekede yaşanabilecek sorunlar, üç faz şebekede daha da fazla olduğundan, senkronizasyon zorluğu daha da artmaktadır. Bunun yanında şebekeye aktarılacak aktif ya da reaktif tüm güçler bu senkronizasyon üzerinden ayarlandığından her şebeke koşulunda doğru kitlenmeyi yakalamak daha da önem arz etmektedir. (Devamını Oku)

Şebeke Senkronizasyonu – Part 1

Güç elektroniğinin en önemli yapılarından bir tanesi şebeke ile ilişkili tasarımlardır. Bunlar PFC ya da güç kaynakları gibi şebekeden enerji çekebileceği gibi, eviriciler gibi şebekeye enerji verebilen tasarımlar olarak da karşımıza çıkabilmektedirler. Özellikle son dönemde revaçta olan çift yönlü çalışan dönüştürücüler de yine bu kategoriye girmektedir. Şebeke devreler üzerinde su dolu bir baraj gibi davranmaktadır; o kadar büyük bir haznesi vardır ki, verilen tüm enerjiyi bünyesine kabul edebildiği gibi, küçük bir hatada aynı bir barajın yıkılması gibi tüm kuvvetiyle ilgili devreye zarar verebilmektedir. Bu yüzden özel durumlar hariç şebeke ile çalışan tüm cihazlar şebekeye senkron olmak durumundadır. (Devamını Oku)

Kral Öldü Yaşasın Yeni Kral: Nuvoton İşlemciler

1958’de Jack Kilby ilk entegre devreleri oluşturduğunda, kendisi bunu ön gördü mü bilinmez, kısa süre içerisinde küçük devre elemanlarından denetleyicilere ulaşan muazzam yolun kapısını açmış oldu. Bu kapının ardında oluşturulan işlemciler, uygulamalar çok büyük ya da çok küçük olsun elektronik tasarımın artık ayrılmaz parçaları haline geldiler. IoT gibi yeni trend teknolojilerle birlikte bilekliklerimizden kumandalara, enerji sistemi yönetiminden arabalarımıza kadar hemen hemen her elektronik araç ile bütünleşik halde bulunan işlemciler (daha doğru söylemek gerekirse mikrodenetleyiciler) kullanıcılara inanılmaz ufuklar açmaya başladı. (Devamını Oku)

Çift Çekirdekli Mikrodenetleyiciler: dsPIC33CH

Güç elektroniği tarihine kısaca göz gezdirirsek, mikroişlemcilerin gelişmeye başladığı yıllara kadar analog kontroller üzerine tasarımlar yapıldığı görülür, hatta çok eski cihazlar incelendiğinde onlarca ayar potunu görmek mümkündür. 1990’ların başlarından itibaren ise mikrodenetleyicilerin yavaş yavaş gelişmesinden sonra önce analog devrelerde, göstergeler ya da küçük ayarlar için yönetici konumuna yükselen mikrodenetleyiciler daha sonrasında DSP tabanlı, gelişmiş ADC ve PWM bloklarına sahip denetleyicilerin geliştirilmesi ile birlikte ana kontrolcü olarak sistemlerde yer almış ve dijital kontrol sistemleri çok daha önemli hale gelmiştir. (Devamını Oku)

Yüksek Gerilim Kaynağı

Gerilim kaynakları; elektronik tasarım ile uğraşan kişilerin masasında bulunması gereken demirbaşlar arasındadır. 0-30V genel gerilim aralığından 0-1000V aralığında uç noktalarda akım sınırlı gerilim kaynakları çeşitli fiyat aralıklarında bulunabilmektedir. Bu cihazların düşük gerilim aralıkta olanları hem yaygın hem uygun fiyatta bulunurken, kullanılması gereken aralık ve gerilim düzeyi arttıkça hem bulmak zorlaşır hem de fiyat uç noktalara doğru yükselir. İlk önce nixie saat tasarımlarımda (Geçmişe Dönüş: Nixie Clock!Geçmişe Tekrar Dönüş: One Nixie ClockYeniden: IN8 Nixie Saat) yaşadığım akım sınırlı yüksek gerilim bulamama daha sonrasında yüksek gerilim ölçüm devrelerinin testi sorunu dolayısı ile uzun süredir proje taslağı halinde duran; düşük güçte, akım limitli yüksek gerilim kaynağı tasarımını ele almanın vakti gelmişti. (Devamını Oku)

Güç Elektroniğinin Vazgeçilmezi: PWM ve ADC!

Güç elektroniğinin günümüzde geldiği nokta gerçekten inanılmazdır. Bu gelişmenin altında oldukça fazla araştırma alanına sahip olan yarı iletken güç elemanlarının gelişiminin yanı sıra; bunu kontrol edecek çevresel etmenlerin de artması gösterilebilir. Analog çözümlerden dijital çözüme giden yolda; mikroişlemciler, mikrodenetleyiciler sonrasında DSP işlemlerinin maksimum seviyesine ulaştığı FPGA gibi ortamlar, günümüzde güç elektroniğinin kontrol kalbini oluştururlar. Hangi dijital kontrol metodu olursa olsun, tüm güç çevrimlerini yapabilmemiz için iki birim, ADC ve PWM, dijital güç elektroniği uygulamalarında olmazsa olmaz yapılar haline gelmiştir. (Devamını Oku)

error: Kopyalama Yasaktır, Eğer Bilgi İçeriğini Almak İstiyorsanız İletişim Bölümünden Yazara Ulaşın!